CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kendisine yönelik saldırıya ilişkin, Hiçbir siyasi partiyi, oluşumu bu işten doğrudan sorumlu tutmuyorum. ‘Şu yapmıştır, bu yaptırmıştır’ asla demem. Kimin yaptığını araştırmak savcının, polisin, devletin görevidir. Bütün bağlantılarına ulaşmak görevleridir. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi, iktidarının 23’üncü yılında bir büyük sınav verecek. Eğer bu işin uzandığı her yere kadar dosdoğru bir soruşturma ve kovuşturma yapılırsa ne ala, hiçbir problem yok. O güne kadar ben bu yükü kimsenin sırtına vuramam. Ama işin ucu bir yerlere gittiğinde tıkanırsa, o zaman o bir yeri de bunun üstüne gitmeyeni de konuşmak benim hakkım olur dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, saldırıya uğramasına ilişkin, “O evlat katili, bizim canımızı yakamaz. Canımı yakan, o gün uzun uzun Sırrı Süreyya Önder’in yaptıkları konuşulacakken, hayatı konuşulacakken, barış, kardeşlik konuşulacakken, saldırı konuşuldu. O yüzden sadece bir üzüntü içindeyim. Saldırı bize, bana, size, hepimize yazılmış bir açık mektuptur. Bir ihtar çektiler. İlk gün dediğim yerdeyim. Hiçbir siyasi partiyi, oluşumu bu işten doğrudan sorumlu tutmuyorum. ‘Şu yapmıştır, bu yaptırmıştır’ asla demem. Kimin yaptığını araştırmak savcının, polisin, devletin görevidir. Bütün bağlantılarına ulaşmak görevleridir. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi, iktidarının 23’üncü yılında bir büyük sınav verecek. Eğer bu işin uzandığı her yere kadar dosdoğru bir soruşturma ve kovuşturma yapılırsa ne ala, hiçbir problem yok. O güne kadar ben bu yükü kimsenin sırtına vuramam. Ama işin ucu bir yerlere gittiğinde tıkanırsa, o zaman o bir yeri de bunun üstüne gitmeyeni de konuşmak benim hakkım olur” dedi.
‘CEVABIMIZ OLACAK’
Saldırının arkasında kimlerin olduğunun açığa çıkarılması gerektiğini vurgulayan Özel, “Birileri, ‘Biz Türkiye’yi bir noktaya getirdik, bir şeye karar verdik. Siz bu kararın önünde engelsiniz. Siz direniyorsunuz, itiraz ediyorsunuz. Hatta yaptığımız işi, ‘darbe’ olarak nitelendirip bu kurduğumuz planı bozmak için emek ediyorsunuz, mücadele veriyorsunuz. Sokağa çıkıyorsunuz, meydanları dolduruyorsunuz. Her hafta bir yerde miting, her çarşamba bir yerde miting, sürekli gündemde tutuyorsunuz. Durun, oturun, Ankara’ya dönün ve partinizde oturun’ diyor. Bunu da çok net bir şekilde, mektubu kalın kalın yazarak yollamışlar. Kimi yolluyor? Bir evlat katilini. Diyor ki; ‘Evladını öldürmüş, sana mı kıymayacak? Evladını öldürmüş birinin eli sana değdi. Bugün eli boştu, yarın başka bir şey olabilir.’ Bu saldırıyı önceden gelip, planlayıp, görünerek, ‘Onu 2 saat orada biz beklettik ve sana sokakta saldırttık’ diyor. Yoksa AKM’de yanı başıma da oturtabilirlerdi onu. Bu mektubu yazdılar mı yazdılar, yolladılar mı yolladılar, okuduk mu vallahi okuduk. Bir cevabımız olacak mı, olacak. Yarın akşam, Beyazıt Meydanı’ndayız, cumartesi Van’dayız, 19 Mayıs’ta İzmir’deyiz; cevabımız budur. Gazi partisi o mektubu böyle okur kardeşim. Hadi şimdi o evlat katilini elini çıplak yollayana söylüyorum; cesaretin varsa elini doldur da yolla” diye konuştu.
‘CUMHURBAŞKANI YENİDEN TARAFSIZ OLACAK’
86 milyona söz verdiklerini söyleyen Özel, “İktidarımızda kimse bizden böyle şeyler görmeyecek. Bir kere tarafsız cumhurbaşkanına yazılmış madde, taraflı cumhurbaşkanına uygulanmayacak. Bu kolaycılığa kaçınılmayacak. Mümkün olan en kısa zamanda cumhurbaşkanı yeniden tarafsız olacak. Güçlü bir parlamenter sistem kurulacak. Güçlü parlamenter sistemde medya da güçlü olacak, yargı da güçlü olacak, sendikalar da güçlü olacak. Hepsi bağımsız olacak. Herkesin içi rahat, gönlü huzur içinde olacak. Bir kişinin suçu, günahı ne olursa olsun anası, babası, eşi bu suçtan sorumlu tutulmayacak. Rehin alınmayacak, rahatsız edilmeyecek. Eşi KHK’lı (Kanun Hükmünde Kararname) diye diğer eş, eşi bir örgütle ilgisi var diye diğer eş işinden edilip, aile açlığa sürüklenmeyecek. KHK’lılar, mahkemede yargılanıp da beraat edenler, hakkında ‘kovuşturmaya gerek yok’ kararı verilenler, hiç soruşturma açılmayanlar hatta yargılanıp da ‘Adil yargılanmadım’ diyenlere de bir yargılanma daha hakkı verilecek. Artık kimse ama kimse eşinin, dostunun, onun bunun uzak akrabasının temasından dolayı ‘bir örgüt mensubu’ diye yaftalanıp, bir kayıp nesil, bir kayıp kuşak yaratılmaya çalışılmayacak. FETÖ’nün başındakiler, darbeyi yapanlar, finanse edenler, bu kumpasları kuranlar, geçmişte ne istediyse alanlar cezalarını alacaklar, çekecekler. Onlarla hiçbir işimiz yok. Ama iktidar değişimini, rakiplerin dövüleceği bir sopayı ele geçirmek olarak gören varsa dosta düşmana diyorum ki o sopayı da 40 yerinden kıracağım” diye konuştu.
‘ÇOKLU MAKAM BOZUKLUĞU HASTALIĞININ PENÇESİNDE’
Siyasette milletin yanında duranın kazanacağını ifade eden Özel, “AK Parti milletin yanından ayrıldığı için, devletin yerine geçtiği için, partiyi devlet, devleti parti bildiği için, katılması gereken toplantılara katılması gerekenleri ‘CHP’li’ diye dışlayıp, olmaması gereken parti sözcülerini, il başkanlarını resmi toplantılara dahil ettiği için ve Türkiye’de devletle partiyi birbirine karıştırdığı için bu milletin gözünden de düşmüştür, gönlünden de düşmüştür. Bu krizi Sayın Erdoğan yaşamaktadır, yaşatmaktadır. Erdoğan, ‘Çoklu makam bozukluğu’ hastalığının pençesindedir, o hastalığın bütün yükü millete çektirilmektedir. Millet kendisini seçti, Cumhurbaşkanlığı makamına oturttu. Ama kendisi AK Parti Genel Başkanlığı’na geri döndü. Sayın Bahçeli’nin deyimiyle; ‘O Anayasa’ya uymuyor, Anayasa’yı ona uyduralım’ dediler. Bir partinin genel başkanlığıyla, Cumhurbaşkanlığını aynı koltuğa, iki karpuzu aynı kolun altına verdiler. Hem ‘Başkomutanım’ diyor hem ilçe başkanı atıyor. Başkomutanın ilçe başkanı atamakla ne işi olur. Başkomutan, başkomutanlığını bilecek ki herkesin başkomutanı olacak. Malatya’nın Mezirme’sine ilçe başkanı atamakla meşgul olan başkomutanı millet de takmaz, dünya da takmaz. Bu 19 Mart meselesine biz ‘darbe’ diyoruz. Biz 19 Mart’ın 23 Mart’ta millet tarafından geri teptirildiğini, püskürtüldüğünü söylüyoruz. 4 kişiden 1’i Erdoğan’a inanıyor, gerisi inanmıyor. Ama burada Erdoğan’a inananlar da bir şeyin maalesef farkına varmıyorlar. Bu darbenin bedelini Ekrem Başkan, belediye başkanları, arkadaşlarımız hapiste yatarak ödüyor, partimiz birçok zorlukla mücadele ederek ödüyor. Peki, sen ödemiyor musun? Sen de ödüyorsun. Herkes birlikte ödüyor” ifadelerini kullandı.
‘ANT OLSUN Kİ PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’
Ekonomiye değinen Özgür Özel, “Mehmet Şimşek, 2 yıl önce geldiğinde enflasyonu ne yapmaya geldi; tek haneli rakamlara indirmeye. O gün enflasyon kaçmış, yüzde 38. Bugün enflasyon kaç, yüzde 38. Bir arpa boyu yol alınamamış. Gitmiş bütün dünyadan para toplamış. Hem para almış hem Amerika’dan geçen hafta olduğu gibi emir almış. İngiltere’ye gitmiş, oralardan para bulmuş. Sonra gelmiş, o paraları Ekrem İmamoğlu korkusuna, o günden bugüne 55 milyar doları yakmış, saçmış. Sorulunca da ‘Biz o rezervleri bugünler için biriktirdik’ demiş. Mehmet Şimşek, o lafı ettiği günden beri bu darbenin mali ayağıdır. Dünyaya karşı geçmişte kendini prestijli biri olarak, demokrat biri olarak pazarlayan Mehmet Şimşek, kendisini seçimle gelmiş birini gönderip, yerine kayyım atamaya, bir cumhurbaşkanı adayının adaylığına engel olmaya çalışılan darbenin finansörü olarak tescil etmiştir. ‘İstifa etmek istiyorum. Beyefendiden affımı talep ediyorum’ diyerek bırakıp, kaçıp kurtulacak. İstifa etmesin, burada beklesin. Çünkü biz bu darbe girişimiyle sandıkta hesaplaşacağız. O Mehmet Şimşek’in o gece yüzünü göreceğiz. Mehmet Bey vallahi kaçamazsın, ant olsun ki peşini bırakmayacağız. Gittiğin ülkede hangi işe girmeye niyetlenirsen niyetlen, gittiğin ülkede perdeyi açacaksın billboardda senin bir darbenin finansörü olduğun yazacak. Billboard kiralayacağım, otobüs giydireceğim, seni dünyaya rezil edeceğim. Gittiğin yere kadar kovalayacağız, yaptıklarının hepsini bütün dünyaya anlatacağız. O zaman gelip de Türkiye’de darbeye karışmayacaksın, darbe finanse etmeyeceksin kardeşim” dedi.
‘O KOLTUĞU BOŞALTAN SENSİN’
Özel, İstanbul’da 23 Nisan’da meydana gelen depreme ilişkin, “Yüreğimiz ağzımıza geldi. Sayın Erdoğan, aklınca oradan siyaset çıkarmaya çalışıyor. Geçen deprem 3 gün ortada yoktu ya; bu depremde gitti AFAD’da oturdu, siyasi bir toplantı tertip etti. Bir yanında AK Parti İl Başkanı, bir yanında partisinin Sayın Sözcüsü. Bizimkileri çağırmadı, sonra çıkmış bana; ‘Efendim depremde neredeydin?’ Kardeşim ben depremde nerede olacağım? Bir siyasi partinin genel başkanı olarak gelip de AKOM’da (Afet Koordinasyon Merkezi), boş bulduğum bir koltuğa oturup da eğitimim olmayan bir konuda, bilmediğim bir konuda AKOM’daki o boş koltuğa oturup da krizi ben mi yöneteceğim? O koltuğu boşaltan sensin, o koltuk Ekrem Başkan’ın koltuğudur. Onu oraya İstanbullular oturtmuştur” diye konuştu.
‘DARBEYE DİRENİYOR, İKTİDARA YÜRÜYORUZ’
Yaşanan gelişmelerin ardından meydanları doldurduklarını ifade eden Özel, “Anadolu’ya gidiyoruz her çarşamba, geri geliyoruz. Bir elimiz, bir ayağımız Anadolu’da hep beraber. Bazen CHP’nin güçlü olduğu yerlerde, bazen oyumuzun yüzde 2 olduğu yerlerde, şehre saygılı, vatandaşla kucaklaşan, derdimizi anlatan işler yapıyoruz. Şimdi yarın Beyazıt’ta toplanıp gelenlere iadeyi ziyarete gidiyoruz. Diplomanın iptaline karşı davayı açtığımız gün, Ekrem Başkan’ın mazbatasını iptal ettiklerinde, ceketi çıkarıp, kolları sıvayıp, ‘Gençliğimiz var’ dediği günün yıldönümünde, o gün yola çıktığı yolculuğun yıl dönümünde bu sefer Saraçhane’de toplanıyoruz. Beyazıt’a, İstanbul Üniversitesi’ne, o diplomayı iptal eden hadsizlere haddini bildiren İstanbul’un gençleriyle kucaklaşmaya gidiyoruz. Yarın Beyazıt’tayız, cumartesi Van’dayız, yan yanayız, omuz omuzayız, teslim olmuyoruz. Darbeye direniyor, iktidara yürüyoruz. Yolumuz açık olsun” ifadelerini kullandı.